30 Nisan 2013 Salı

Karamelize Soğanlı ve Keçi Peynirli Bruschetta / Bruschetta with Caramelized Onions and Goat Cheese





Canım karamelize soğanlı bir şeyler çekiyordu. Ya Burger King'den bir Steakhouse menü söyleyecek ve bir hafta boyunca kendime kızacaktım (çünkü o devasa köfteyi bırakın eritmeyi hazmetmek bence koca bir hafta sürüyor), ya da İnternet'e girip evde yapabileceğim bir tarif bulacaktım. Ne mutlu ki ikinci seçeneği tercih ettim, ve karşınızda dünyanın en güzel başlangıcı bruschetta'nın tatlı/tuzlu kontrastını yakaladığı tariflerden biri...

---

Craving for caramelized onions... Hmm, what to do? Call Burger King and get a Steakhouse menu. No way, I refuse to be mad at myself for a whole week cause I think that's how long it takes to simply digest that gigantic patty. What else has caramelized onions on top that can be whipped up in ten minutes? Of course... The loveliest of appetizers... Bruschetta! If you are crazy about the sweet/savoury contrast like me, this is for you.

Malzemeler / Ingredients:


  • 8-10 dilim baget ekmek / 8-10 slices of baguette
  • 2 orta boy soğan, mümkünse kırmızı / 2 medium onions, red if possible
  • sürülebilir keçi peyniri / smooth goat cheese or any other cream cheese of choice
  • 1 yemek kaşığı esmer şeker / 1 tbs brown sugar
  • 1 yemek kaşığı balzamik sirke / 1 tbs balsamic vinegar
  • bir avuç doğranmış maydonoz / a handful of chopped parsley
  • 1-1,5 yemek kaşığı tereyağ veya zeytinyağı / 1-1/2 tbs butter or olive oil

 Orta ateşte erittiğimiz tereyağına halkalar halinde kestiğimiz soğanları atıyoruz ve 5 dakika sürekli karıştırarak pişiriyoruz.

Throw in your onion rings into the pan with the butter on med heat, stirring constantly. 


 Beş dakika sonunda bir kaşık esmer şekeri tavaya ekliyoruz.

When the onions have softened up a bit, you can add in your sugar.

 Ve balzamik sirkemizi. Tava tava söyle bana, balzamikten daha güzel bir sirke var mı dünyada? Yok, diye cevapladı tava. Bu yüzden ben bir kaşık daha ekledim :) Hiç de pişman değilim. 

10 dakika karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz.

10 dakika sonunda soğanlarınızı ateşten aldıktan sonra iki seçeneğiniz var. Dilerseniz tüm dünyanın yaptığı gibi karamelize soğanları tamamen soğumaları için bir tabağa alırsınız, dilerseniz bu ilk seçeneği denedikten sonra"Tüm dünya delirmiş olmalı!" der ve benim yaptığım gibi sıcacık halleriyle ekmeklerinizin üzerine yerleştirebilirsiniz. Tercih sizin.

And the balsamic vinegar... Pan, pan on the stove, which vinegar is the tastiest of them all? Balsamic, replied the pan. So I did the only logical thing and added another spoonful. I don't regret it. 

Keep stirring for ten more minutes.

After ten minutes you can either let your onions cool completely like the whole world does, or you can do that, decide cooled onions taste horrible and place them directly onto your bread slices right after you turn the heat off. 

 Fırının ızgara ayarında 5-6 dakika kızarttığımız bagetlere keçi peynirini veya istediğiniz başka bir krem peyniri sürüyoruz. Ben şiddetle keçiyi tavsiye ederim zira tatlı ve tuzlu tatların bir araya geldiği yemeklerde veya tatlılarda keçi peyniri en çok tercih edilen peynirlerden biridir.

Broil baguette slices in oven for 5 minutes. Spread the cheese on top.

 Soğanlarımızı yerleştirdikten sonra kabaca doğradığımız maydonuzu serpiştiriyoruz. Burada dilediğiniz otu kullanabilirsiniz, kekik, nane, fesleğen, dereotu...

Onions on top of cheese and roughly chopped parsley on top of that. You can use any herb of choice really, oregano, thyme, mint, basil, dill...

Misafirlerinize farklı bir başlangıç sunmak istiyorsanız bu basit tarifi denemenizi tavsiye ederim.

Yay! They look awesome!


29 Nisan 2013 Pazartesi

Tiramisu






Han Solo'mun en sevdiği (ya da tek yapabildiği) tatlı olan tiramisuyu sizinle paylaşmak istedim. Eve kiloyla aldığı Mascarpone peynirini bitirmek için her hafta bıkmadan usanmadan yaptı, ve bıkmadan usanmadan, hatta dilimlemekle bile uğraşmadan direk tabağından yiyip bitirdik. O anlarda kendimizle gurur duyduk mu? Hayır. Ama direk çevirisi "Lift me up" yani "Mutlu et beni" olan bu İtalyan lezzeti yapması gereken şeyi yaptı ve bizi mutlu etti. Yine olsa yine yaparız.

Efendim, bu tatlı Solo'nun minyatür mutfağında yapıldığı için klasik malzeme listesi fotoğrafımı çekemedim. :) Sorry about that.

---

Hi there! Here we are with the classic Italian delight Tiramisu, literally meaning "Lift me up". What a cute name for a dessert right? I wonder if I could be as creative if I were to name a dessert I created. Well if I were Italian anything I come up with would sound cool so I would be golden.

Anyhoo, my sweet, talented Han Solo has made Tiramisu for me every week for the past month because he loves me... :) Or because it's the only dessert he can make and he had a huge BUCKET of Mascarpone sitting in his fridge. So we used it. And we used it good. Not even bothering with cutting, serving and plates, we opted for a more medieval approach and directly digged in to the dessert dish with forks. Not the most attractive thing to do with your boyfriend but we moved passed it in no time :)

So, since we're doing this in Solo's kitchen, I don't have the regular ingredients photo here. Because his kitchen is tiny. :) Sorry babe but it's true :)


Malzemeler / Ingredients:


  • Gerektiği kadar kedidili bisküvi, biz bir buçuk paket yani 25 adet kadar kullandık. / As many ladyfingers as you need. We used 1,5 packages, about 25 biscuits.
  • 3 yumurta sarısı / 3 egg yolks
  • 4 yumurta beyazı / 4 egg whites
  • 6 yemek kaşığı şeker / 6 tbs white sugar
  • 4 yemek kaşığı rom veya kahlua veya istediğiniz likör / 4 tbs rum or Kahlua or any liquor of choice
  • 300 gr Maskarpon veya labne peyniri / 10 ounces of Mascarpone cheese
  • 2 bardak edecek kadar espresso veya güçlü bir kahve / 2 cups of espresso or strong coffee
  • kakao / unsweetened cocoa powder


 Üç yumurta sarısını bir kenara alıp dört beyazı geniş bir kasede muhafaza ediyoruz.

Seperate the yolks of three eggs, set them aside, crack one more egg white into the white bowl.


 Yumurta beyazlarını çırpmaya başlıyoruz. Sabrederseniz bir süre sonra iğrenç görünümlü beyazların muhteşem bir kar tepesi yarattığını göreceksiniz.

Whisk egg whites until they turn into magical little peaks of snow.



 Yumurtaların istenilen kıvamda olduğunu nasıl anlarsınız? Kasenizi ters çevirin, eğer tüm malzemeniz yere düşerse yeterince başarılı bir çırpma işlemi yapmamış ve her şeye baştan başlama cezasını hak etmişsiniz demektir.


A fun but possibly risky way of making sure your whites are done right, turn your bowl over your head (that's the way professionals do it) and marvel at your whisking talents when you see nothing falls. If you end up with a foamy wig on your head though, accept responsibility for your failure and start again.

 Yumurta sarılarımızı şekerle çırpmaya başlıyoruz.

Start whisking egg yolks with the sugar.

Karışımın rengi parlak sarı olup kıvamı koyulaşıncaya kadar çırpın. 

Tüm çırpma işinin üstüme yüklenmiş olmasından dolayı kolumun kopması sebebiyle Solo'ya laf yetiştirmekten bu adımı fotoğraflamayı unuttum ancak burada peynirimizi de ekleyip bir köle misali çırpmaya devam ediyoruz. (Sanal ortamda bile laf yetiştiririm)

Whisk until the color turns yellow and the mixture thickens up.  

So, being awarded with the tiring whisking duty while Solo handles all the fun stuff like brewing coffee and dipping biscuits in coffee and layering them with cream, I spent a lot of time complaining and not enough time focusing on taking photographs and missed a crucial step! The cheese! This is where you add in your cheese and keep whisking.

 Ardından peynirli yumurtalı karışımı beyazların içine alıp bir çırpıcı yardımıyla ÇIRPMADAN, yalnızca nefret ettiğiniz bir insana sapladığınız bıçak darbeleri misali, yavaş ama sert hareketlerle tarifin başında ayırdığımız sarıları ve beyazları tekrar birleştiriyoruz.

Pour in the egg and cheese mixture into the bowl with the whites. Using a whisk, fold the yolks into the whites, with stabbing motions rather than actual whisking. The classic method of thinking of someone you hate works very well still.

 Kahvemizi hazırlayabiliriz. 

Let's start with the coffee.


 Biz bu sevimli kahve potunu kullandık, siz dilerseniz kahvenizi sıcak suyla karıştırıp hazırlayabilirsiniz.

We used this cute coffee pot to brew the espresso, you can just add hot water to your coffee.

 Düz bir kaseye aldığımız kahveye likörümüzü ekliyoruz. Bu fotoğraftan anladığım kadarıyla biz Amaretto kullanmışız.

 Kahvenin sıcaklığı size kalmış, bazıları soğuk kahvenin bisküvilere kötü bir tat verdiğini söylüyor, bazıları da hiçbir fark olmadığını... Biz beş dakika kadar beklettiğimiz kahveyi kullandık zira Savoiardi marka kedidili bisküviler çok hızlı sıvı emiyorlar ve sıcak kahve bisküvilere daha çabuk nüfus ediyor. Alternatif olarak oksidasyon tehlikesini ortadan kaldıran, önceden hazırlanmış soğuk kahveler kullanabilirsiniz. Ama bunu yaparsanız bisküvilerinizi kahvenin içinde biraz daha uzun bekletin.

Pour brewed coffee into a flat dish and add in your liquor. The temperature of the coffee is up to you. Some say cold coffee has a horrible aftertaste in biscuits while some say there is absolutely no difference. We used mildly hot coffee that had waited for five minutes since Savoiardi biscuits absorb liquid super fast and hot coffee is soaked quicker than cold coffee. As an alternative, you can use pre-brewed cold coffee. 



 Kedidillerini hızlı bir şekilde kahvenin içinde yuvarlıyoruz. Fazla bekletirseniz kahveli ve likörlü Eti Cici Bebe nasıl olurdu acaba sorusunun cevabını bulmuş olursunuz.

Roll the ladyfingers in coffee very quickly. Or it will turn into baby food fast!



 Tarifin en eğlenceli kısmı ödülünü kazanan kare! Bir kat kedidili, bir kat krema, bir kat daha kedidili ve inanamayacaksınız ama evet, bir kat daha krema! Tüm kap dolana kadar bu işlemi neşeyle tekrarlıyor, her katta daha fazla zevk alıyoruz.


The most fun part of this recipe award goes to this shot. A layer of ladyfingers, a layer of cream, another layer of ladyfingers and shockingly, another layer of cream! Keep doing it until you reach the top of your dish.


 Çay süzgeci yardımıyla kakaomuzu tatlının tümünü kaplayacak şekilde serpiyoruz.

Sift cocoa powder and cover the whole surface.

 Bu tarifin en zor kısmı işte bu noktada geliyor. O kadar emek verip sıfırdan yarattığımız, besleyip büyüttüğümüz tatlımızdan en az üç saat süreyle ayrılmak zorundayız. O buzdolabında beklerken siz de kendinize başka meşgaleler bulup kafa dağıtmaya çalışın. Başarısız olacaksınız. Ama yine de deneyin.

The hardest part of this recipe starts here. Separation. You have to put it into the fridge and wait at least THREE long, agonizing hours. Try to find something else to do in those three hours to keep your mind off of it. You won't succeed. But you can try.


Mutlu son :)

Happy ending :)